Charles Baudelaire deyince kuşkusuz ilk akla gelen Les Fleurs du Mal (Kötülük Çiçekleri) adlı şiir estetiğidir.Bunun yanı sıra, dünya edebiyatında ”düzyazı şiir” anlayışını köklü bir biçime sokan ve neredeyse iki asır boyunca sarsılmaz bir kudretin taşıyıcısı olan Baudelaire, düzyazı-şiir kuramını ölümsüzleştirmiştir.Bu çerçevede aşağıda okuyacaklarınız onun düzyazı şiir nosyonuyla örülü eseri ”Paris Sıkıntısı”nda yer alan ”Sanatçının Duası” adlı muazzam mısralarıdır.Bugün bu vesileyle susmayı tercih ediyorum:
”Gün sonları ne kadar içe işleyici güzün! Ah! Can yakacak kadar işleyici! Çünkü öyle hoş duygular vardır ki,dalgaları yoğunluklarını önlemez;Sonsuz'un ucundan daha keskin uçda yoktur.
Bakışı göğün ve denizin uçsuz bucaksızlığına daldırmak ne büyük haz! Yalnızlık,sessizlik,gök yüzünün benzersiz araılığı! Ufukta titreyen, küçüklüğüyle,yapayalnız kalmışlığıyla benim çaresiz yaşamıma öykünen bir küçük yelken,dalganın tekdüze şarkısı,tüm bu nesneler benim aracılığımla düşünüyor,ya da ben onların aracılığıyla düşünüyorum;düşünüyorlar,diyorum, ama dilbazlılıklara,karşılaştırmalara,sonuç çıkarmalara başvurmadan,ezgimsi bir biçimde,çok güzel bir biçimde düşünüyorlar.
Gene de,ister benden çıksınlar,ister nesnelerden fırlasınlar,bu düşünceler fazlasıyla güçleniyor çabucak.Güç hazda bir huzursuzluk,olumlu bir acı yaratır.Fazlasıyla gerilmiş sinirlerim tiz ve sızılı titreşimlerden başka birşey vermiyor artık.
Şimdi de göğün derinliği şakına döndürüyor beni,duruluğu çileden çıkarıyor.Denizin duyarsızlığı,gözlerimin önündeki görünümün değişmezliği ayaklandırıyor beni...Ah! Hep böyle acı mı çekmeli,yoksa hep kaçmalı mı güzelden? Doğa,acımak bilmez büyücü,her zaman üstün çıkan karşıt,bırak beni! İstediklerimi ve gururumu baştan çıkarmayı bırak artık! Bir düellodur güzeli incelemek,sanatçıyı yere sermeden önce dehşetten haykırtan bir düello.”
andacyazli@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder