7 Mayıs 2011 Cumartesi

Kurmacanın Demir Parmaklığı

İnsan gök kubbenin altında sayısız nesneler ile gizil iletişimin tüm saflığını içinde barındıran varlıktır.Durgunluk,hırçınlık ve esenliği bir arada tutan denizin;maviden,yeşile,sarımtrak gerçeklikten,koyu griye kadar uzanan renklerin sonsuzluğu ile özün duru hakikatini keşfedebilecek formatlığa bürünebilmiş bir varlıktır...Doğanın kadim sonsuzluğunda;gözle görülür elle tutulur,yürek dalgalanmasıyla hissedilir hakikatin arkasına sığınan kof,mistik bir inancın gölgesinde değil,herşeyi doğanın ve tabi ki bedenin iradesi ve gizeminde saklı bulan, somut inancın gölgesine sığınabilen insan özgürleşir,kendi hakikatini keşfeder.Kendi pınarında akan suyun dinginliği ile hazsal mistisizme erer,arınır.Tüm değerlerin prangasından o zaman kurtulur.

Kurmaca ile gerçek olan ayrışımının bulanıklığını sabitliyen toplumsal değer sistemleriyle,bedenin tahakkümünü üreten bilinmezliğin canavarına karşı öz benliği ile savaşan insandır bahsetiğim birazda.Kurmaca'nın yüzyıllar boyu gelenek ve değerler ile içimize aktığı sunni suların içinde her türlü göz boyama renklerin yabancılığını anlamak zorundadır insanlık.Formatlanan insanlık özgür olamaz çünkü.Yapay sularla,renklerin aldatıcılığı ile bir başka 'ben' in bedene söz geçirmesiyle kirlenen,çürüyen,paslanan bedenin kabuk değiştirmesi ile başlamalıdır kadim mücadelesine...

Peki kurmaca ve hakikatin sınırlarını ayrıştıran kıvırmlı yollar nerede başlar? Kurmacanın aile,din,eğitim,evlilik ile ayyuka çıktığı değerler sistematiğini nerede ve nasıl karşısına alır hakikat? Kurmacanın diline karşı kurmacanın özgür bir başka yüzünü siper edebilir miyiz tüm bunlara?

Kurmaca Tek Tiptir!


Hakikatin kıvrım yolları çıkş noktamız olmalı belkide.Kurmaca tek tiptir,bedenin sınırsızlığını ve keşif gücünü tek eşliliğe indirgeyerek muhafazakardır da aslında.Aklın saf,el değmemiş bir biçimde önceden formatlamış değerlerin yüklenmesi benlik-öz benlik arasında bir yanılsama yaratır.Yanılsamadır çünkü;kurmacanın değerleri ile yüklenen kişi hayatın sınırsızlığını algılayamaz,tek gerçekliğin kendi küçük penceresi olduğunu düşünür ve yanılsamanın tehlikeli sularına kaptırır kendisini.

Kurmaca Konfordur!


Kurmaca konfordur,ölümü düşünmenin gereksizliği ile kodlanmıştır.Dış dünyada varolan tüm nesnelerin mistik bir biçimde yaratıldığı inancı,ölüm içinde geçerlidir o dünyada.Ölüm de bizim dışımızda bilinmeyen bir hayalet gibi birşeydir.Dolayısıyla ondan korkulmalıdır.Bu yüzdendir ki,kurmacanın dili ölümü yadsıyarak kendi konforlu dünyasının yapaylığını tahkim eder insanlığa.

Kurmaca Korkudur!


Kurmaca korkudur.Öncelikle kişinin kendisinden,kendisini tanıyamamadan ötürü korkmasıdır.Öz benliğin keşfinin tüm tehlikeli sonuçları enjekte edilmiştir ona.Kişi kendisini keşfetme noktasında;bedeninin kendisine ait olduğu ve ona sunulan dar çemberin dışında bedeni ile konuşabilmesinin bir tür yasak olduğunu fısıldanmıştır kulağına.Bu yüzdendir ki,beden ve benlik arasında derin bir uçurum vardır.Uçurum dibinde ise korkunun koru ile fokurdayan ateşin cehennemi bulunmaktadır.

Kurmaca Akvaryumdur!


Kurmaca hazlar dünyasının tüm doyumsuzluğunu içinde barındırır.Haz ise özde kişinin benmerkezciliği ile alakalı bir olgudur.Hazzın direncini sağıltamama ve onu kurmacanın değerleri ile fütursuzlaştırma meşrudur.Cinsellik tek eşlilik ve evlilik kurumu boyutunda yaşandığın da anlamlıdır.Hazların bencillikle buluştuğu nokta da tam burada başlar.Çünkü tek eşliliğin bedenin doğasına ters düşmesinden ötürü,kişi tekliği farkında olmadan dışlar.Dışlamaya başladığı vakit de,hazlarını gerçekleştirmek için tek bir bedene hapsolur ve o bedeni kendi bencilliği doğrultusunda kullanır.Bu da bir şekilde mazoşist bir benliğin yaratılmasına ön ayak olur.Çünkü hazlarda kurmacanın demir parmaklığında esirdir.

Kurmaca yaşadığımız toplumdur.Hakikat bizim ve dış dünyanın çok ötesinde bilnmez bir yelpazede değil,bedenin sonsuzluğuyla noksanlanmış kodlarımızın saflığındadır.O yüzdendir ki,kurmaca muhafazakar,hakikat anarşisttir.Kurmaca korkuların,beklentilerin,kaygıların formatlandığı akvaryum,hakikat o akvaryumun dışına adım attığımız yer ile başlayan ama bitmeyen sonsuz bir yolculuktur.

andacyazli@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder