26 Şubat 2011 Cumartesi

Bir Çınarın Sabah Düşlerinde

Rüyamda sonu başı belirsiz olaylar silsilesini, ellerim başımın arkasında tavana dikilmiş gözlerle birleştirmeye çalıştığım Cumartesi sabahının engin düş kuyusuna kendimi bırakıyorum.Haftanın sıkıcı koşuşturmasına sıkı bir cevap niteliğinde tembelliğin yumuşak yastığına başlarını koyup,türlü hayallere dalan herkes gibi,bilinçaltımın karmaşasında kaybolduğum dakkalara birde gerçekliğin süslü hayallerini ekliyorum.Dışarıda oyanayan çocukların ikide bir uzaklaşıp-yakınlaşan seslerini,orta yaş teyzelerin sabah ritüelleri arasında olmazsa olmaz komşu sohbetleri ve eş dost yakınmaları,kuşların hayatın akışına ivme kazandıran, neşe saçan cıvıldamaları sanki benimle iletişime geçen sabah düşlerinin başrol oyuncuları gibi oluyorlar

Farkında olduğumuz ama bir şekilde zihnin hiyerarşisinde hep alt katmanlarda bir yerlere fırlattığımız sesleri,konuşmaları,cıvıldaşmaları,bağırışları ilk kez böylesine bir dikkatle kulak kabartmış ve sanki neden beni dumuyor,neden konuşmıyorsun? serzenişlerin ortasında kalakalmış hesaplaşmanın saadetiyle dinliyorum.

Odamın penceresinde görüş açımı kapatan bir çınarın cılız bir rüzgarla hırpalanan koyu yeşil dallarını izliyor,çocukların koşuşlarında ahenkli bir melodi gibi zemine vuran ayak seslerini dinliyor,köpeklerin uzaklardan yankılanan havlamalarını duyuyor ve tekrar odanın sessizliğiyle kaplanmış örtüye dönüyor ve hafifçe aralıyorum.Sanki uykudan uyandırmaya kıyamdığım bir kadının zerafetine dokunur gibi ürkek bir hareketle.Ardından söyleniyorum kendi kendime...düşlerin coğrfyasında kaybolan bir gezginin elini kolunu sallaya salllaya özgürlüğün tadına varması gibiyim sanki...

Evet aklımdan bu geçiyor ve yazımın başına oturuyorum.Düşlerin gerçekliğine sığınmak,gerçekliğin ruhani pençesiyle tırmalayan kasvetin soğuk nefesinden arınmak istiyorum.Ölümlerin çığlığında,acının,darbenin,mutsuzluğun hakikatinden sıyrılıp,odamın penceresinden çınarın heybetliğine teslim olmak istiyorum.Çocukların saflığında yer bulmak,onlarla oynamak istiyorum.Başucumda duran 'Kuyucaklı Yusuf' romanını satırlarında gezinip,gerçek adaleti bulmak,mazlumun ahı olmak isityorum.Birden bir gürültüyle uyanıyor ve düş bahçesinden kopuyorum.Bir cumartesi sabahı hayalinin bitimiyle sarsılan bir kopuşla hemde.

andacyazli@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder