4 Şubat 2011 Cuma

Kırmızı Kerpiçli Ev (1)

Uyku tutmamıştı.Kaç saat olduğunu bilmeden sinir bozucu düzeye yetecek kadar yatakta dönüp duruyordu.Aslında kafasında da pek birşey yoktu.Çoktandır sabırsızlandığı 'büyük buluşma' dan geliyordu.Fakültenin soğuk koridorları,sınav koşuşturmaları,aşk dedikodulardan arta kalma birkaç anının yaşattığı dostlarıydı 'büyük buluşma' nın ev sahipleri.Çokda ummuduğu gibi gitmemişti ya neyse.Üniversitede beslediği 'platonik aşk'ın buruk kalp atışlarını tekrardan duymuştu o gece.Buluşmayı farklı kılan tek gelişmeydi 'onun' gelmesi.Saatin şaşmaz dakikliğini tekdüze sesle yerine getirdiği gecenin ritmi,kasvetli 'aşk' hatıraları ile zihnini kuşatan derin sessizliğe bürünmüştü.Onu mu düşünüyordu? Emin değildi.Yataktan tek hamlede kalktı.

Fakülteye başladığı ilk yıllardı.En çokta 'bağnaz' dediği ailesinin acınası yaşamından kurtulduğu için sevinmişti üniversite zaferine.Alışılmış 'taşra' geleneğinin 'terbiye' edici söz saldırılarına zaman zaman öfke duyuyordu.Hatta bir keresinde annesinin evlilik ile tehtit ettiği tartışma sırasında;yalnızlığının tek tanığı büyük terk edilmiş kırmızı kerpiçli evin gölgesine sığınmak olmuştu.Ne zaman yoğun bir duygu ikileminde kalsa, derdini paylaştığı,huzur bulduğu,özgürlüğün esrarına yenik düştüğü o eve sığınırdı.Cinselliğin bastırılmış 'arzu' larının açığa çıktığı gecelerin karşı konulamaz şehvetinde,soluk soluğa kalışının duyulmaması için çırpındığı tutsaklıkları,kırmızı kerpiçli evde özgürlüğün çığlına dönüştürdüğü 'mutluluk' fotoğraflarını aklına getirmişti.Çok istediği üniversitenin hayallerini,o çok sevdiği kırmızı kerpiçli evin dört duvarında kuruyordu.Yaşamında evin varlığı, düşlediği şehir yaşamının ete kemiğe büründüğü haliydi.Fakülteye girdiği ilk günlerde hafif çekimserlikle karışık naif mutluluğu evin gölgesinde hissetti.Daha önce böyle bir duygu yaşamadığını düşünmüştü.

Artık uyuyamayacağına kendisi de ikna olmuştu.Havanın sert ayazına aldırmayıp balkonda yaktığı sigaranın,soğuğun buharıyla karışan dumanını düşünceli düşünceli üflüyordu.Çocukluğuna dair zihinde film şeridi gibi hızla geçen olayları,denkleştirip sanki bir bütüne ulaştırabilecekmiş gibi çabanın yorgunluğunu yaşıyordu bazı zamanlar.Şuan içinde bu ruh halinin atmosferini taşıyordu.Yaşadıkları bir filme konu olmayacak,bir roman kahramanı yaratmayacak kadar sıradan birkaç önemsiz değişimlerden ibaret olduğunu düşünürdü hep.Sırf bu yüzden,arkadaşlarının arasında açılan aile ve geçmişe dair sohbetler onda,kırılgan bir içe kapanmayı getirirdi.Çok beklediği,günlerdik titiz bir hazırlık tezgahından geçtiği 'büyük buluşma' nın çakır keyf saatlerinde ummadığı 'geçmiş' kalıntıları onu masada esir almıştı.Suskunluğun keyifsizliğine,yakın geçmişin 'platonik aşkı' da eklenmişti artık 'sıradan' hayatına.İkircikli halinin belirsizliğinde bir an masadan kalkıp temelli gitmek gelmişti.Ama bu kadar kolay olmayacaktı.Sıradanlığıyla yüzleşmesinin belli ki zamanı gelmişti.Havanın tehtitkar ayazına aldırış etmeden ikinci sigarasını yaktı.

Babasını kaybettiğinde ilkokul çağlarındaydı.Babasıyla özel olarak paylaştığı anıların iyice siliklenmiş resimlerini aralamaya başladı zihnin paslanmış kapısından.Fazla konuşmayan,yüzü gülmeyen,sürekli meşgul görünümünde bu adamı çocukca bir merakın ürkek ruh haline gömmüştü.Annesiyle hararetli,bazende küfürlerle başlayan kavgalar, yerini portmantoda asılı bir ceketin alınması ve kapının hızla çeklip çıkılması ile sonlanan rahatlamaya bırakıyordu.Öyle kavgalar hatırlıyordu ki,babasının günlerdir eve gelmediği bile oluyordu.Hiç merak etmemişti nereye gittiğinide.Annesinin melonkolik yüz ifadesi, bu kavgalardan sonra hırçınlaşan bir nedensiz şiddetin ifadesine dönüşüyordu.Küçük kardeşiyle mağduru oynamaları, kendilerine atılan iki çift terlikle başlıyordu çoğu zaman.Hemen hemen bu sürece geliyordu kırmızı kerpiçli evin huzurlu kollarına kendisini bıraktığı günler.İlk keşfettiği günün, 'sıradınlık'ın arasından sıyrılan ayrıcalığını içinde esen tatlı bir meltemin varlığı ile hatırladı.Saate baktı sabaha birşey kalmamıştı.Artık uykusu iyice dağılmıştı.Kahve yapmak için mutfağa doğru gitti.
(Devam Edeceğim)

andacyazli@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder