Korkuyorum Anne |
Zaman ise tüm mekasal farklılıklara eşlik eden ve tüm insalık halleri'nin tekdüzeliğini,akıp gitmeyen yaşamsal savaşınımların metaforuna dönüşür.Beş Vakit'de bir günü 5'e bölen anların yaşanablirliği/yaşanamazlığı ile kısır bir döngünün varlığı bu 'zaman' da somutlaşır.Yine benzer bir şeklide 'Korkuyorum Anne' de 'zaman' yaşam döngüsünün (çocukluk,gençlik,sünnet,nişan,evlilik,evden kopuş) tüm çatışmalarını ve ilişkiler boyutunu aynı durağanlık ile, yaşam savaşına çeviren şeyin yansıması olur.
Beş Vakit'de 'mekan' ın varlığı (ücra bir köy) bizatihi 'zaman' ın 'varoluş' unu yaşatır.Şöyle ki çocuklardan babalara,babalardan büyük babalara kadar uzanan geniş yelpazadeki geleneksel ilişkilerin varlığı,otorite'nin buyurganlığı ve ortaya çıkan zorunluluklar/sorumluluklar tüm bu durağanlığın içinde mekansallaşır.İlşkiler ağı tek bir günün içinde yaşanır ve yaşatılır.İlişkiler ağı denilen şey ise 'mekansal' ve 'zamansal' olduğu sürece anlamlıdır.
Benzer döngüyü 'Korkuyorum Anne' filminde de savuabiliriz.Mekanının bir araya getirdiği geniş ilişkiler yelpazesi burada da mevcut.Emekli otoriter bir baba,onu hatırlamayan (hafızasını geçici olarak kaybetmiş) bir oğul,aşık olduğu kadın,onun 'maganda' sevgilisi,dul bir kadın,kadının sözünden çıkmayan buyurgan oğlu,onun köpeği,kasap,sünnet olmak istemeyen küçük bir çocuk ve tüm bu hayatları anlamlı kılan ve bütünleştiren 'mekan' ın gücü,yine bu ilişkiler ağının çemberini oluşturan durağan 'zaman'.Mekanın ve zamanın birraya gelmesiyle ortaya çıkan,aşk ve isyan'ın hayatı.
Yazının başında da bahsettiğim üzere yönetmenin doğasını anlamak için bu iki kavram üzerinde düşünmeye ihtiyaç var.Lakin Erdem sinemasının mucizevi dünyasına adım atmak istiyorsanız,filmlerinde 'zaman' ve 'mekan' ın tüm gizil güçlerini ortaya çıkarmanız gerekiyor.Böylece Erdem sinemasına başlangıç yapabilesiniz.Şuanda benim yaptığım gibi.Devam edeceğim...
andacyazli@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder