'Beş Vakit' filmiyle başladığım sonu belirsiz sinema/isyan yolculuğum, büyümenin ve büyüyemenin yarattığı çelişkileri,'mesai saati'yle 'kum saati' arasındaki çelişkide görmemi sağladı.Eril abilerin otoritesinin mecburi yaşam saatlerimizin her bir karesine sıkıştırılan hallerinin insanlarını düşünürken;.Mesai saatlerinin kurucuları tarafından kırbaçlanan kimsesiz çobanı,çiftleşen hayvanları şaşkınlıkla seyreden bir kız çocuğunun suratına taş atanları,sopaların 'kitap' babaların 'öğretmen' olduğu çocukların dünyasını düşünürken...
Ya da 'kum saati' nin 'mesai saati' nin intikamını aldığı, özgürlüklerin mahrem saatlerinde 'suçlu' dakikaların orgazmına erişebilenleri düşünürken;babadan 'nefret' eden çocuğun ölüm planlarını,dedelerden azar işiten babaların okkalı küfürlerini,çocukların zamansızlığın anlamına denk düşen boşluğa ölü gibi sarkan bedenlerini düşünürken...
Reha Erdem sinemasının zihinsel labirentine düşmenin tatlı bir okadar da ürkek ruh halinin çırpınışlarıyla;Aşk ve isyanın,zaman ve mekanın,büyümenin ve büyüyememenin,mesai saati ve kum saatinin tüm çelişkilerini anlama ve anlamlandırma çabasının mutluluğunu yaşıyorum.Reha Erdem Marcos'un ifadesiyle '...Dünyanın mesai saatlerine kayıtsız şartsız ayak uydurmayacağını' nın sinemasını dert ettikçe mutluluğum daha da bir artıyor.
andacyazli@yahoo.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder