26 Aralık 2010 Pazar

İkarus'un Düşüsü Sırasında Bir Manzara

Yazdığı ilk kitabın girişinde kendisinden 'Eskiden çok ciddi ve entellektüeldi,şimdi televizyona ve polisiye romanlarına tutkun' diye bahsettiği şair Şavkar Altınel'in Kitap-lık dergisinde yayımlanan 'Fransız Pencereleri' öyküsünü okurken,yazarın onsekizinci yüzyıldan kalma bal renki,gösterişsiz ve çiseleyen ince yağmur altında parlaklaşan levhaların boy gösterdiği günümüz Bordeoux binalarını gezerken tanık olduğu ayrıntıların,resimleri,heykellerin 'dedektif romanlarına' özgü bilinmezlikle biraraya getirme tutkusu,bende de sıkıcı Pazar gününün tatlı kahvesinden sonra,yazıya oturmamı sağlayan ayrıntılar labirentinin tetikleyicisi oldu.

Bordeoux'un sessiz caddelerinin yer yer boy gösterdiği 'tarihsel bellek' in şehrin dokusuna yer etmiş ve anıtlarla ölümsüzleşen kalıntılarının birinde,söz konusu Jirendolar Anıtının dibinde bilgi veren bir levhanın açıklaması,bize tarihin acıları hakkında şehrin sorumluluğuna dikkat çeker gibi çarpıcı bir bilgi aktarıyordu.'İlk sınır dışı etme treni 20 Ağustos 1940'da bu istasyondan hareket etmiştir.Bu şekilde Mauthausen Toplama Kampına götürülen 927 İspanyol Cumhuriyetçisinden çoğunun burada ölmüş olması insanlığa karşı işlenmiş büyük şuçlardan biridir'.

İkarus'un Düşüsü Sırasında Bir Manzara
 Levhada bu bilginin yer alması ve yazarın kısa bir bellek süzgecinden sonra Pieter Brueghel'in 'İkarus'un Düşüsü Sırasında Bir Manzara' tablosunda İkarus'un sular altına gömülmesi sırasında, bir çifçinin umarsızlıkla tarlasını sürmeye devam etmesi anının fotoğrafları geçirirken.Bendenizde de bu tablonun acılar tarihinin sessiz tanıklığını oluşturan 'kayıtsız insan halleri' nin suçluluğuna değinmek için bir fırsat kolladım.Birileri acıların tarihinde kaybolurken,aşağılanırken,öldürülürken,koparılırken birileri ise herşeyden habersiz (tıpkı tablodaki çifçinin tutumu gibi) üç maymun oyunlarının güvenli sığınaklarına sığınma yada kayıtszılığın onaylanmış dünyasının figuranlığını yapmanın ayrıcalığına hapsoluyorlar.İnsanoğlu iki ayrı kutbun 'İkarusların' ve 'Çifçilerin' ayrıştırdığı dünyaların savaşlarıyla varolabildi.İnsanlar ise bu iki kutbun iki tarafaları olarak,gerek düşünsel gerekse yaşamsal pratiklerle kanıtlar hiyerarşisini oluşturdular.İkarus'ların dünyası Michael Haneke'nin Cache (Saklı) filminde George ailesi ile çok belirgin somutlaşlaşıyor sanki.Tıpkı savaş mağdurlarının televizyondaki görünrtülerine kayıtsız kalmanın huzuru gibi..

andacyazli@yahoo.com

1 yorum: